1994 yılında başlangıçta 11 Avrupa ülkesi olmak üzere Avrupa Ekonomik Parasal Birliği ( EMU ) adı altında bir birlik kurulmuştur. Daha sonra adı AVRUPA BİRLİĞİ
(AB) olarak kullanılacaktır. Birliğin ana kuruluş amacı üye olan ülkelerin kullandıkları ulusal para birimlerinin terk edilerek nakdi para olarak tek bir para birimin kullanılması, üye ülkelerin ekonomik cari açıklarının dengelenmesi hatta sıfırlanması, maliyetlerin azaltılması, işgücü eksiği olan ülkelerde ve o ülke için ihtiyaç duyulan iş kollarının azami verimlilikte finanse edilmesi, mevcut ülke halklarının arada zorunlu bir vize onayı olmadan istedikleri gibi ülkeler arası dolaşım serbestliği, iş kurma, eğitim ve seyahat özgürlüklerini gerçekleştirmelerine olanak sağlamaktır.
(AB) olarak kullanılacaktır. Birliğin ana kuruluş amacı üye olan ülkelerin kullandıkları ulusal para birimlerinin terk edilerek nakdi para olarak tek bir para birimin kullanılması, üye ülkelerin ekonomik cari açıklarının dengelenmesi hatta sıfırlanması, maliyetlerin azaltılması, işgücü eksiği olan ülkelerde ve o ülke için ihtiyaç duyulan iş kollarının azami verimlilikte finanse edilmesi, mevcut ülke halklarının arada zorunlu bir vize onayı olmadan istedikleri gibi ülkeler arası dolaşım serbestliği, iş kurma, eğitim ve seyahat özgürlüklerini gerçekleştirmelerine olanak sağlamaktır.
Bu aşamada amaç üye ülkeler arasında harita üzerinde mevcut ülke sınırları olmakla birlikte iktisadi ve sosyal anlamda herhangi sınır gözetmeksizin ekonomik işbirliği sağlayarak siyasi beraberliğin temelini kurmaktır. Bu işbirliği üye ülkelere 2000 li yıllara doğru gelindiğinde yaşanmakta olan ekonomik darboğazın rahatlatılması ve artan işsizlik verilerinin asgariye çekilmesi, o dönemde yükselişe geçen ABD dolar kuru karşısında parite oranını dengeleyebilecek yeni para biriminin (EURO) ortaya çıkmasına sebep olacaktır. Bu üye ülkeler Almanya, Fransa, İtalya, Belçika, Hollanda, Lüksemburg, İspanya, Portekiz, İrlanda, Avusturya ve Finlandiya’dır. 01.01.1999 tarihinden itibaren hesaben 01.01.2002 tarihinden itibaren de efektif olarak üye ülkeler arasında EURO kullanılmaya başlandı. Bu aşamadan sonra bu ülkeler birleşerek tek bir gümrük birliği oluşturdular ve her ülke halkı istediği ülkede sınır gözetmeksizin seyahat etme, eğitim görme ve çalışma özgürlüğüne kavuştu. Bu dolaşım serbestliği AB birliği vatandaşlarının göçmen işçi çalışma ve çalıştırma statüsünde de iyileştirme sağladı ve gizli göçü ortadan kaldırdı. Ayrıca göçmenlerin yaşadıkları ülke vatandaşlık haklarından azami seviyede faydalanmalarını sağladı.
TÜRKİYE AÇISINDAN AVRUPA BİRLİĞİ
Türkiye açısından olaya bakıldığında ülkemiz henüz AB’ne tam üye olarak kabul edilmediğinden maalesef serbest dolaşım özgürlüğüne ve gümrük birliğine dahil değildir. Ancak bu durum gerçekleştiğinde Türkiye’nin yapmış olduğu ihracat yoğunluğunun AB ülkeleri olduğunu düşünürsek AB ülkelerindeki ticaretin oranının artması ve fiyatlardaki şeffaflık ülkemiz ekonomisinin kalkınmasında büyük katkılar sağlayacaktır.