Dünya haritasını kuşbakışı incelediğimizde Atlantik okyanusunun 500.000 mil karelik bir alanını kapsayan üçgen bir bölge vardır. Bu bölgenin sınırları Amerika Birleşik Devletlerinin Miami, Puerto Rico’nun San Juan ve Bermuda adasıdır. Bu alana bilim adamları Bermuda şeytan üçgeni adını koydular.
Bermuda şeytan üçgeni bir asırdan uzun bir süredir sebebi açıklanamayan bazı esrarengiz olaylara tanık oldu. Öyle ki son 100 senede sebebi bilinmeyen pek çok gemi, uçak ve insan bu sınırlarda kayboldu. Başlangıçta doğa üzeri güçlerin bu kayıplara sebep olduğu düşünülürken konu ile ilgili pek çok film çekildi, kitap yazıldı ve yıllarca bu kayıpların nedeni bulunamadı gizemini korudu. Kayıplar ilk olarak 2.dünya savaşında Amerikan Deniz Kuvvetlerine ait beş uçağın rotasında seyrederken aniden bu alanda radardan kaybolmasıyla başladı. Bunu ilerleyen zamanlarda pek çok değişik büyüklükte özel yat, gezinti teknesi, kuru yük gemileri, balıkçı tekneleri ve hatta çeşitli uçakların yolcuları ve personelleri ile beraber tarif edilemeyen bir şekilde yok olmaları izledi. Yapılan araştırmalarda bu araçlara ait herhangi bir iz ve enkaza hiçbir şeklide ulaşılamadı. İlerleyen araştırmalarda bilim adamları konu ile ilgili bazı açıklamalar yaptılar. Onlara göre yeryüzünde olduğu gibi yeraltında da mevcut doğal gazlar sıkıştıkları zaman yüzeye bir patlama ile çıkmaktadır. Bu gazlar o esnada suyun yoğunluğu azaltarak gemilerin bir anafor içinde kaybolmalarına sebep olmaktadır.
Ayrıca okyanusun bu kısmında Golf Stream adı verilen sıcak su akıntısı geçmektedir. Deniz altındaki yer tabanında sıkışan bu gazlar tabana doğru bir basınçla çıkarlar ancak buradaki gaz yoğunluğunun az olması onların katılaşarak zemine yayılmalarına sebep olurlar ve kar beyaz tebeşirimsi bir görünüm alırlar. Bu sıcak su akıntısı tebeşirimsi maddeyi eritince tebeşir gazlar suda çözünür ve karıştıkları suyun yoğunluğunu azaltırlar. Bu durumda suyun kaldırma gücünü hafiflettiği için su yüzeyinde mevcut olan her madde suya batar. Aynı zamanda bu gaz buharları havaya yükseldiğinde havadaki yoğunlaşmayı da düşürdüğünden gökyüzünde uçan uçaklarda havanın kaldırma gücünün yok olması sebebiyle düşerler. Tabi bu açıklamalar olayların gerçekleşmesine sebep olan bulgulardır. Ancak sonuca ilişkin hala soru işaretleri devam etmektedir.